HABER ARŞİVİ

HOCALI KATLİAMI

26 ŞUBAT 1992 TARİHİNDE YÜZLERCE AZERBAYCAN VATANDAŞININ ÖLDÜRÜLDÜĞÜ HOCALI KATLİAMI'NIN YILDÖNÜMÜNDE AZERBAYCANLI KARDEŞLERİMİZİN ACISINI BİR KEZ DAHA PAYLAŞIYORUZ. ULUSLARARASI HUKUKUN İHLALİ OLAN BU KATLİAMIN SORUMLULULARININ ULUSLARARASI CEZA MAHKEMELERİNDE YARGILANMASI İÇİN GEREKEN HER TÜRLÜ SİYASİ VE HUKUKİ MÜCADELENİN YANINDA OLACAĞIMIZI BELİRTİYORUZ. AV. SİBEL SUİÇMEZ TRABZON BARO BAŞKANI
Okuma Sayısı:645| Haber Tarihi:26.02.2019

TRABZON' UN DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTULUŞU

TRABZON' UN DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTULUŞUNUN 101. YIL DÖNÜMÜ KUTLU OLSUN. AV. SİBEL SUİÇMEZ TRABZON BARO BAŞKANI
Okuma Sayısı:724| Haber Tarihi:24.02.2019

BASIN AÇIKLAMASI

BASINA VE KAMUOYUNA Gözaltında bulundukları sırada işkence ve fena muameleye uğradıkları ifade tutanakları ve doktor raporları ile ortaya konan çocuklar dolayısıyla Van Barosu tarafından ilgililer hakkında 16.02.2019 tarihinde Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuştur. Suç duyurusu öncesinde gözaltında bulunan çocukların işkence ve kötü muameleye uğradıkları duyumu alınması üzerine Van Baro Başkanı ve Yönetimi, İnsan Hakları ve Çocuk Hakları Komisyon Başkanları ve üyeleriyle birlikte Çocuk Şube Müdürlüğü’ne gitmiştir. İşkence ve kötü muameleye tabi tutulduklarını söyleyen çocuklarla görüşülmüş, yapılan gözlemlerde çocukların vahim nitelikte yaralandıkları, işkence ve kötü muameleye tabi tutuldukları görülmüş, doktor raporlarına da yansıyan bu hususlar aynı zamanda tutanağa da bağlanmıştır. İş bu gözaltında işkence ve fena muamele iddialarının kamuoyu ile paylaşılması sonrasında Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından 19.02.2019 tarihinde konuyla ilgili basın açıklaması yapılmış ve Van Barosu ile ilgili avukatlar hakkında suç duyurusunda bulunulduğu belirtilmiştir. 1136 sayılı Avukatlık kanunun 76. Maddesi Barolara “İnsan haklarını savunmak ve korumak” görevini vermiştir. Van Barosu tam olarak da Avukatlık Kanunu’nun kendilerine görev olarak yüklediği insan haklarını savunmak ve korumak adına hareket etmiştir. Gözaltındaki çocuklarla görüşülmüş, çocukların beyanları tutanağa bağlanmış, çocukların savcılık ifadelerinde de bu hususları belirtmeleri ve doktor raporlarının da bunu teyit etmesi üzerine sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Dolayısıyla gözaltında işkence ve fena muamele nedeniyle sorumlu emniyet personelleri hakkında derhal soruşturma açılması ve bu konuda açıklama yapılması gerekirken iş bu işkence ve fena muamelenin ortaya çıkarılmasında etkin rol oynayan Baro ve avukatlar hakkında suç duyurusunda bulunulmasının kabul edilir bir tarafı bulunmamaktadır. Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin İşkence yasağı başlıklı 3. Maddesinde belirtildiği üzere “ Hiç kimse işkenceye veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele veya cezaya tabi tutulamaz.” Bunun yanı sıra, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 5. Maddesinde belirtilen “ Hiç kimseye işkence yapılamaz, zalimce, insanlık dışı veya onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz ve ceza verilemez. ” hükmü ve yine Anayasanın 17. Maddesinde belirtildiği üzere “ Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz ” hükmü birlikte değerlendirildiğinde çok net bir ifadeyle belirtiriz ki işkence ve fena muamele insanlık onuruna aykırıdır ve kabul edilemez. Haklarındaki suçlama ne olursa olsun hiç kimseye gözaltında iken işkence yapılamaz ve fena muamelede bulunulamaz. Bulunan görevliler hakkında derhal gereği yerine getirilmelidir. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün açıklamasındaki suç türüne ve suça sürüklenen çocuklara yönelik toplanan delillere yapılan vurgu, göz altında yapılan işkence ve fena muameleyi meşru kılmadığı gibi haklı da göstermez. 5395 sayılı Çocuk koruma Kanunu’nun, Çocuğun gözaltında tutulması başlıklı 16. Maddesinde belirtildiği üzere “ Gözaltına alınan çocuklar, kolluğun çocuk biriminde tutulur. Kolluğun çocuk biriminin bulunmadığı yerlerde çocuklar, gözaltına alınan yetişkinlerden ayrı bir yerde tutulur. ”hükmü gereği gözaltı sonrası Çocuk Karakolu’na götürülmesi gereken çocukların İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğü, kamuoyuna yansıyan fotoğraflar, ifade tutanakları ve doktor raporları ile ortaya çıktığı üzere darp ve cebire maruz kaldıkları bir vakıa iken, sorumlu emniyet görevlileri hakkında soruşturma açılması yerine Avukatlık Kanunu’nun kendilerine yüklediği görevi yerine getirerek gözaltında işkence ve fena muameleyi ortaya çıkaran Van Barosu hakkında suç duyurusunda bulunulmasının bir izahı bulunmamaktadır. Konuyla ilgili olarak sürecin takipçisi olacağımızı ve bu süreçte Van Barosunun yanında olduğumuzu kamuoyuna saygı ile duyururuz. Adana Barosu Adıyaman Barosu Afyonkarahisar Barosu Ağrı Barosu Aksaray Barosu Amasya Barosu Ankara Barosu Antalya Barosu Artvin Barosu Aydın Barosu Balıkesir Barosu Bartın Barosu Batman Barosu Bilecik Barosu Bingöl Barosu Bitlis Barosu Bolu Barosu Burdur Barosu Bursa Barosu Çanakkale Barosu Çorum Barosu Denizli Barosu Diyarbakır Barosu Düzce Barosu Elazığ Barosu Erzincan Barosu Erzurum Barosu Eskişehir Barosu Gaziantep Barosu Giresun Barosu Gümüşhane-Bayburt Barosu Hakkâri Barosu Hatay Barosu Iğdır Barosu Isparta Barosu İstanbul Barosu İzmir Barosu Kars-Ardahan Barosu Kahramanmaraş Barosu Kastamonu Barosu Kayseri Barosu Kırklareli Barosu Kırıkkale Barosu Kırşehir Barosu Kilis Barosu Kocaeli Barosu Konya Barosu Kütahya Barosu Malatya Barosu Manisa Barosu Mardin Barosu Mersin Barosu Muğla Barosu Muş Barosu Ordu Barosu Osmaniye Barosu Rize Barosu Sakarya Barosu Samsun Barosu Siirt Barosu Sinop Barosu Sivas Barosu Şanlıurfa Barosu Şırnak Barosu Tekirdağ Barosu Tokat Barosu Trabzon Barosu Tunceli Barosu Uşak Barosu Van Barosu Yalova Barosu Zonguldak Barosu
Okuma Sayısı:757| Haber Tarihi:21.02.2019

BASIN AÇIKLAMASI

DEVRİM YASAMIZ MEDENİ KANUN'UN KABULÜ’ NÜN 93. YILI ​ BASIN AÇIKLAMASI ​ TÜBAKKOM (Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu) olarak Medeni Kanun’un kabulünün 93. yılında, laik hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti için, yurttaşlar ve özellikle kadınlar için önemine ve değerine bir kez daha dikkat çekmek ve son dönemlerde yaşanan sorunları kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Medeni Kanun kişiler hukuku, aile hukuku, miras hukuku ve eşya hukuku bölümlerinde yer alan kurallarla, yurttaşların doğumundan başlayarak ölümünden sonrasına kadar özel yaşam ilişkilerini düzenleyen temel kanundur. 93 yıl önce Medeni Kanun’un yürürlüğe girişiyle kadınlar, evlenme, boşanma, mal varlığı, miras gibi özel yaşamlarına ilişkin haklar açısından erkeklerle eşit yurttaş konumuna gelmişler; evlilik yaşı kuralı getirilmiş; erkeğin birden çok kadınla evlenebilmesi yerine tek eşlilik ve evlilik birliğinin “resmi nikâh ”ile kurulması kabul edilmiştir. HÂKİM KARARIYLA BOŞANMA", kız ve erkek çocuklara "EŞİT MİRAS PAYI" gibi kurallar kadın haklarının güvencesi olmuştur. Ne yazık ki günümüzde, Medeni Kanunun göz ardı edildiği söylemlere ve yasalarda yapılmak istenen ve yapılan değişikliklere tanık oluyoruz. Örneğin; - Nüfus Hizmetleri Kanununda 17 Ekim 2017 tarihinde yapılan değişiklikle “müftülere resmi nikâh yetkisi” verilmesi Medeni Kanunun ve laik hukuk kurallarının göz ardı edilmesine yol açmıştır. ​ ​ - Son dönemde Medeni Kanunun 175 ve 176.maddelerinde düzenlenen yoksulluk nafakası hükmünün “Erkeğin hayatının ipotek altına almaktan kurtarılması” gerekçesiyle kaldırılması gündeme taşınmıştır. Uygulamada genellikle nafaka alan tarafın kadın olmasının nedeni, ülkemizde kadının eğitim durumu, ekonomik durumu ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi sorunlardan kaynaklanmaktadır. Oysa yasaya göre erkek eşlerin nafaka alması önünde bir engel yoktur, her iki eş de nafaka talep edebilir. Kadın sorunlarına çözüm üretecek Kadın Bakanlığı kaldırılmıştır, yeniden kurulmasına ihtiyaç vardır. - Arabuluculuk Kanununda arabuluculuğun İHTİYARİ olduğu belirtilmesine rağmen, Adalet Bakanlığınca gündeme getirilen “Aile Hukukunda ZORUNLU Arabuluculuk” düzenlemesi “ Kadına yönelik şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi ” (İstanbul Sözleşmesi ) hükümlerine aykırıdır. Bunun kadınlar açısından yol açacağı sakıncalara ve mağduriyete dikkat çekmek isteriz. TÜBAKKOM olarak, Medeni Kanunun kabulünden bugüne kadar elde ettiğimiz KADIN HAKLARI kazanımlarımızdan geriye gideceğimiz yasal düzenlemelerin yapılmasını kabul etmiyor, Tüm kadınları ve laik Cumhuriyetimizi savunan herkesi kadın erkek eşitliğini bir demokrasi meselesi olarak dikkate almaya, kadını BİREY olarak gören zihniyetin yerleştirilmesine destek olmaya ve MEDENİ KANUNUMUZA SAHİP ÇIKMAYA çağırıyoruz. ​ TÜBAKKOM 14. AV. SİBEL SUİÇMEZ DÖNEM SÖZCÜSÜ TRABZON BARO BAŞKANI TRABZON BARO BAŞKANLIĞI ​ ​ ​ DEVRİM YASAMIZ MEDENİ KANUN'UN KABULÜ’ NÜN 93. YILI BASIN AÇIKLAMASI TÜBAKKOM (Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu) olarak Medeni Kanun’un kabulünün 93. yılında, laik hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti için, yurttaşlar ve özellikle kadınlar için önemine ve değerine bir kez daha dikkat çekmek ve son dönemlerde yaşanan sorunları kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Medeni Kanun kişiler hukuku, aile hukuku, miras hukuku ve eşya hukuku bölümlerinde yer alan kurallarla, yurttaşların doğumundan başlayarak ölümünden sonrasına kadar özel yaşam ilişkilerini düzenleyen temel kanundur. 93 yıl önce Medeni Kanun’un yürürlüğe girişiyle kadınlar, evlenme, boşanma, mal varlığı, miras gibi özel yaşamlarına ilişkin haklar açısından erkeklerle eşit yurttaş konumuna gelmişler; evlilik yaşı kuralı getirilmiş; erkeğin birden çok kadınla evlenebilmesi yerine tek eşlilik ve evlilik birliğinin “resmi nikâh ”ile kurulması kabul edilmiştir. HÂKİM KARARIYLA BOŞANMA", kız ve erkek çocuklara "EŞİT MİRAS PAYI" gibi kurallar kadın haklarının güvencesi olmuştur. Ne yazık ki günümüzde, Medeni Kanunun göz ardı edildiği söylemlere ve yasalarda yapılmak istenen ve yapılan değişikliklere tanık oluyoruz. Örneğin; - Nüfus Hizmetleri Kanununda 17 Ekim 2017 tarihinde yapılan değişiklikle “müftülere resmi nikâh yetkisi” verilmesi Medeni Kanunun ve laik hukuk kurallarının göz ardı edilmesine yol açmıştır. - Son dönemde Medeni Kanunun 175 ve 176.maddelerinde düzenlenen yoksulluk nafakası hükmünün “Erkeğin hayatının ipotek altına almaktan kurtarılması” gerekçesiyle kaldırılması gündeme taşınmıştır. Uygulamada genellikle nafaka alan tarafın kadın olmasının nedeni, ülkemizde kadının eğitim durumu, ekonomik durumu ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi sorunlardan kaynaklanmaktadır. Oysa yasaya göre erkek eşlerin nafaka alması önünde bir engel yoktur, her iki eş de nafaka talep edebilir. Kadın sorunlarına çözüm üretecek Kadın Bakanlığı kaldırılmıştır, yeniden kurulmasına ihtiyaç vardır. - Arabuluculuk Kanununda arabuluculuğun İHTİYARİ olduğu belirtilmesine rağmen, Adalet Bakanlığınca gündeme getirilen “Aile Hukukunda ZORUNLU Arabuluculuk” düzenlemesi “ Kadına yönelik şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi ” (İstanbul Sözleşmesi ) hükümlerine aykırıdır. Bunun kadınlar açısından yol açacağı sakıncalara ve mağduriyete dikkat çekmek isteriz. TÜBAKKOM olarak, Medeni Kanunun kabulünden bugüne kadar elde ettiğimiz KADIN HAKLARI kazanımlarımızdan geriye gideceğimiz yasal düzenlemelerin yapılmasını kabul etmiyor, Tüm kadınları ve laik Cumhuriyetimizi savunan herkesi kadın erkek eşitliğini bir demokrasi meselesi olarak dikkate almaya, kadını BİREY olarak gören zihniyetin yerleştirilmesine destek olmaya ve MEDENİ KANUNUMUZA SAHİP ÇIKMAYA çağırıyoruz. TÜBAKKOM AV. SİBEL SUİÇMEZ 14. DÖNEM SÖZCÜSÜ TRABZON BARO BAŞKANI TRABZON BARO BAŞKANLIĞI
Okuma Sayısı:856| Haber Tarihi:15.02.2019

ACIMIZ BÜYÜK


Okuma Sayısı:767| Haber Tarihi:12.02.2019

UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ !

Özgecan öncesi ve sonrası kadının cinsel istismarı ve kadın cinayetleri vardı,var olmaya devam ediyor. Özgecan'ın vahşice katledilmesinden sonra,komuoyunun artan duyarlılığına rağmen 2018 yılında 440 kadınımız öldürülmüş, 317 kadınımıza cinsel şiddet uygulanmıştır. Kısaca her yıl bir yıl öncesine göre kadına karşı şiddet artarak devam etmektedir. Kadına karşı şiddet bir insan hakkı ihlalidir. Kadına karşı şiddeti önlemede cezaların arttırılması ne yazık ki caydırıcı etki yaratmamıştr. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için toplumsal zihniyet değişiminin yanında, devlet kurum ve kuruluşlarında da dönüşüm sağlanmalı ve siyasiler kadın konusunda kullandıkları dile ve üsluba dikkat etmelidirler. Trabzon Barosu ve Trabzon Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak her zaman kadının insan haklarının sağlanmasına yönelik mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyuyla saygıyla paylaşıyoruz. AV. SİBEL SUİÇMEZ TRABZON BARO BAŞKANI
Okuma Sayısı:692| Haber Tarihi:11.02.2019

BAROMUZA ZİYARET

İyi Parti Trabzon Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Prof. Dr. Atakan AKSOY ve İyi Parti il ve ilçe teşkilatı eşliğinde 11 Şubat 2019 tarihinde Trabzon Baro Başkanlığımızı ziyaret etmişlerdir. Ziyaret sırasında Sayın Prof. Dr. Atakan AKSOY seçildiği takdirde nasıl bir yönetim anlayışı içerisinde olacağından bahsederek, projeleri hakkında bilgilendirmede bulunmuştur. Baro Başkanımız Av. Sibel SUİÇMEZ ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz ise baromuzun çalışmalarıyla ilgili kendilerine bilgi vermiştir. Nazik ziyaretleri için kendilerine teşekkür eder, çalışmalarında başarılar dileriz.
Okuma Sayısı:815| Haber Tarihi:11.02.2019

BAROMUZA ZİYARET

Trabzon Ortahisar Kaymakamı Sayın TOLGA TOĞAN 8 Şubat 2019 tarihinde Trabzon Baro Başkanlığımızı ziyaret etmiştir. Sayın Kaymakamımıza Baro Başkanımız Av. Sibel SUİÇMEZ tarafından baromuzun faaliyetleri hakkında bilgi sunulmuştur. Sayın Kaymakamımıza nazik ziyaretleri için teşekkür ediyoruz.
Okuma Sayısı:649| Haber Tarihi:8.02.2019

BAROMUZA ZİYARET

Cumhuriyet Halk Partisi Trabzon Ortahisar Belediye Başkan Adayı Sayın Salih AKYÜZ ve CHP Ortahisar Belediye Meclis Üyesi adayları, Ortahisar Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanı Ömer HACISALİHOĞLU eşliğinde 8 Şubat 2019 tarihinde Trabzon Baro Başkanlığımızı ziyaret etmişlerdir. Ziyaret sırasında Sayın Salih AKYÜZ seçildiği takdirde nasıl bir yönetim anlayışı içerisinde olacağından bahsederek, projeleri hakkında bilgilendirmede bulunmuştur. Baro Başkanımız Av. Sibel SUİÇMEZ ise baromuzun çalışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulunmuştur. Nazik ziyaretleri için kendilerine teşekkür eder, çalışmalarında başarılar dileriz.
Okuma Sayısı:726| Haber Tarihi:8.02.2019

LAİKLİK İLKESİ VE BURSA NUTKU

ULU ÖNDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, 5 ŞUBAT 1933'DE BURSA NUTKUNDA CUMHURİYET DEVRİMİNDE TÜRK GENÇLİĞİ'NE DÜŞEN GÖREVİ BİR KEZ DAHA VURGULAMIŞTIR... 5 ŞUBAT 1937'DEYSE LAİKLİK İLKESİ ANAYASA İLE GÜVENCE ALTINA ALINMIŞTIR. DİN, VİCDAN VE İBADET HÜRRİYETİ, ÇAĞDAŞ BİR DÜNYADA, ONURLU BİR YAŞAMIN TEMİNATI VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN TEMEL İLKELERİNDEN BİRİ OLARAK YASALAŞMIŞTIR. TRABZON BAROSU VE AVUKATLARI OLARAK, BURSA NUTKU'NU HİÇ UNUTMUYOR VE ÜLKEMİZİN LAİK BİR CUMHURİYET OLARAK İLELEBET YAŞAMASI İÇİN HER DURUMDA MÜCADELEMİZİN DEVAM EDECEGİNİ BİR KEZ DAHA TEKRAR EDİYORUZ. AV. SİBEL SUİÇMEZ TRABZON BARO BAŞKANI
Okuma Sayısı:2910| Haber Tarihi:5.02.2019

A

b
Okuma Sayısı:451| Haber Tarihi:31.01.2019

BAŞSAĞLIĞI

ADLİYEMİZ EMEKLİ HAKİMLERİMİZDEN, DEĞERLİ HAKİMİMİZ ŞERAFETTİN SAATÇİ VEFAT ETMİŞTİR. MERHUMA RAHMET, AİLESİNE, HUKUK CAMİASINA VE SEVENLERİNE SABIR DİLİYORUZ.
Okuma Sayısı:846| Haber Tarihi:26.01.2019

ETKİNLİK TAKVİMİ

19.10.2024
AV. HAKAN ORHAN
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.